HAŞiM
KILIÇ'TAN NET MESAJLAR
-Hak ve özgürlükler Türkiye'nin en önemli sorunu
-Kimsenin hakkını yemedik
-Vicdanım rahat
-Arkamda çok güvendiğim bir ekip bırakıyorum
-Bu mahkeme Türkiye'nin iklimine son bir yılda çok
önemli katkıda bulundu
-Hukukun doğruları ile siyasetin doğruları ayrıdır
ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç,
13 Mart'ta emekli oluyor. 1990'da dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal'ın
ataması ile yüksek mahkemede görevine başlayan ve ardından da son 8 yılı
başkanlıkla geçen tam 25 sene.
1950
doğumlu Kılıç 65 yaş nedeniyle Mart ortasında emekli olacak. Gözler
tabii ki emekli olduktan sonra da ne yapacağı veya siyasete girip
girmeyeceğinde olacak.
Bir
süreden beri özellikle, 'Neden suskun, çıksın şimdi konuşsun' diye baskı
altında. Her kesimden kendisine konuşması için baskı da giderek artıyor.
2008
Temmuz'unda tüm dünyanın nefesini tutarak izlediği AKP'ye yönelik kapatma
davasını reddeden Anayasa Mahkemesi, o gün 6’ya 5 ile bu kararı almıştı.
Dava için bu ülkenin bir demokrasi ayıbı' diyen Kılıç da tabii ki o 6 ismin
içindeydi. O zamanlarda alkışlanan Haşim Kılıç, sonradan bazıları için
yine 'kötü adam' oldu. Kimi zamanlarda, siyasi partiler, liderler alınan
kararlar hoşlarına gitmeyince onu ve mahkemeyi sevmedi.
Türkiye gibi sadece kendi
yaptıkları, söyledikleri ve düşündüklerini doğru kabul eden siyasetçilerin ve
oluşumların ağırlıkta olduğu bir ülkede hukuka dayalı kararlar almak ve bununla
da herkesi memnun etmek....
İnsan bunu
düşününce bile yoruluyor.
Türkiye'de
hukuken en doğru, en evrensel kararları da alsanız herhalde imkansız ötesi bir
durum olurdu bu.
Çünkü bu
ülkede verdiğiniz bir kararla bir zümrenin baştacı olurken, ileride işlerine
gelmeyen kararlar alınca ya da söyleyince bir anda o zümrenin gözünde en kötü
olabiliyorsunuz.
Tıpkı
Anayasa Mahkemesinin başına gelenler gibi.
Yüksek
Mahkeme son dönemlerde, başta Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda tahliyelerin yolunu
açan kararları ile gündemde yerini almıştı. Ama asıl, 17-25 Aralık
sonrası yargıya yönelik düzenlemelerin iptali, youtube ve twitter kararları ile
bireysel özgürlükler ve evrensel demokrasi adına alkış alırken bazı çevrelerin
boy hedefi haline geldi.
Bu
nedenle, Haşim Kılıç, 'şimdi de ne diyecek, ne yapacak' diye Türkiye'de en
çok merak edilen kişilerin içinde yer alıyor.
Şu anda
görevinden ayrılmasına artık çok az süre kalsa da hala mahkemenin yoğun işleri
ile meşgul. Toplantı üstüne toplantılara giriyor. Bu yoğun tempoda makamında
kendisi ile sohbet ettik.
Emekli
olunca bile siyasi bir tartışma içine özellikle girmemeye kararlı ama mesajları
da net:
"Vicdanen
rahatım. Ben ve diğer üyelerimiz bu ülkede kimsenin hakkını yememiştir. En
azından bunun için azami çaba sarfetmiştir. Geride görevi bırakacağım
arkadaşlarıma kefilim. Gözüm arkada değil, içim rahat.'
Sözlerini
de şu ifadelerle devam ettiriyor:
'Bu kurum, Türk demokrasisine,
Türkiye'nin iklimine özellikle son bir yılda hak ve özgürlükler adına,
toplumsal anlayış adına çok önemli katkılarda bulunmuştur. Bugün siyaset ile
karşı karşıya gelebiliriz. Bu her ülkede olur, çok normal. Siyasetin kendi
doğruları vardır. Bizim de yani hukukun da kendi doğruları vardır. Bu ikisinin
çatışması normaldir. Biz burada hiç siyasi karar almadık. Taraf olmadık.
Tarafımız, yolumuz sadece Türk demokrasisi ve hukukun bağımsızlığı,
tarafsızlığı oldu. Her kararı bu doğrultuda kendi aramızda tartıştık ve
oyladık. Kararlarımız hep böyle çıktı. Bunun özellikle bilinmesini istiyorum.'
Çok ama
çok kritik şeyler daha konuşuyoruz Türkiye'nin gündemine dair. Ama, 'off the
record' prensibi paralelinde burada kesiyoruz.
Kılıç,
polemiklere girmek istemiyor ama gazeteci arkadaşlara bir tüyo; Emekli olacağı
günlerde soru cevaplı kritik bir basın toplantısı yapacak.
Tabii ki
bir soru daha var; Emekli olunca ne yapacak?
Muhtelif
senaryolar var ama onu da bırakalım siyaset tarihçileri yazsın...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
17.Yİ ÇOK SEVİYORUM
FİLİSTİN Lideri Mahmut Abbas
ardından Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in ziyaretleri sırasında
gündeme gelen ve her biri tarihteki 16 Türk devletini sembolize eden Ankara
Sarayı'ndaki askerler çok konuşuldu.
Övgülerde
bulunanlar, sert şekilde eleştirenler hatta esprili capsler yapanlar da çıktı.
Yine de, herhalde çoğu kimsenin her biri tarihte şan ve şeref timsali olan bu
devletlere söyleyecek sözü yoktur.
Ama bende
bu noktada çağrışım yapan nokta ise bambaşka.
O da bu
devletlerin yıkılış hikayeleri. Çoğu birbirlerini yiyen ve iç kavgaları ile
yıkılan devletler. Bugüne bakıyorum. Yine birbirimizi yiyoruz. Karşımızdakileri
yok sayıp, kendi düşündüklerimizi dikte ettirmenin demokrasi olduğunu
düşündüğümüz günler yaşıyoruz. Ülkede bir umutsuzluk, tahammülsüzlük ve
beraberinde gelen karamsarlıklar.
İşte tam
bu noktada, marifet, tarihteki 16 Türk Devletinin sayısını arttırmak
değil.
Mevcuda
yani elimizdeki vatana hep birlikte sımsıkı sarılmak. Toplumsal uzlaşı adına
kim olursa olsun bir adım geri atmayı başarabilmek.
Ben
ileride torunlarımızın, ' 17.si de
Türkiye imiş ama kendini yemiş bitirmiş' diye geleceğin tarih kitaplarında bizi diğer 16
devlet gibi okumasını istemiyorum.
17.yi çok seviyorum ve onun ilelebet
yaşamasını istiyorum...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
TÜYO MERKEZİ
-Türkiye'de 50 bine yakın ticari müessese cemaat ile
bağlantısı olup olmadığı ve devletle ne derece iş yaptığı konusunda inceleme
altına alınmış.
- AKP'de 3 dönem kuralının kırılması için içeride
amansız mücadele halen devam ediyor. 4. dönemde tekrar seçilmek isteyen AKP'li
bazı isimler Ankara-İstanbul hattında muazzam bir kampanya içinde.
-ABD yönetimi, Fransa'daki son kanlı saldırılar onrası
Paris'teki törene üst düzeyde katılamamıştı. Bu konuda geri kalan Beyaz Saray,
bir aksilik olmazsa Şubatın sonuna doğru, aşırılıklar, radikal terörle mücadele
ile farkındalık odaklı dev bir dünya zirvesi yapmayı planlıyor. Buna
Türkiye'den kimin gideceği, davetin nasıl olacağı, gidilip gidilmeyeceği veya
orada nasıl bir tablo yaşanacağı şimdiden merak konusu.
-Devletin bir kurumunda iddialara göre, yayın ve
programlarla ilgili bir komisyon ve rant ağı oluşmuş. Gelen ihbarlar üzerine
detaylı ve gizli bir dosya hazırlandığı konuşuluyor.